gtag('config', 'UA-180278623-1'); Diabetes Mellitus Nedir ? Türleri Belirtileri Nelerdir? Tedavisi Nasıl Yapılır ? - Bilginiz Dahilinde

Ads Top

Diabetes Mellitus Nedir ? Türleri Belirtileri Nelerdir? Tedavisi Nasıl Yapılır ?

 

DİABETES MELLİTUS :

DM = Diyabet pankreasta yeterli insülin hormonunun üretilmemesi veya üretilen hormonu kullanamaması sonucunda gerçekleşir. Sağlıklı bir insanda açlık kan şekeri yani 10 saatlik açlık sonrası 100 mg/dl’den düşük, tokluk kan şekeri yani yemekten iki saat sonra 140 mg/dl’den düşük olması gerekir.

DİABETES MELLİTUS :


Bir kişinin diyabetli olup olmadığı 3 şekilde ölçülür;

1)Açlık Kan Şekeri Ölçümü = 100-125 mg/dl arasında olması pre diyabet yani gizli şekeri gösterir. 126 mg/dl ve daha yüksek olması diyabet varlığını gösterir. Ayrıca 2 kez AKŞ 126 mg/dl veya daha yüksek çıkmışsa diyabet tanısını koydurur.

2)Tokluk Kan Şekeri Ölçümü = 200 mg/dl veya daha yüksek çıkması diyabet varlığını gösterir. Ayrıca 2 kez TKŞ 200 mg/dl veya daha yüksek çıkması diyabet tanısını koydurur.

3) Oral Glukoz Tolerans Testi (OGTT) = Birey glikozdan zengin sıvı aldıktan 2 saat sonra kan şekeri ölçümü 140-199 mg/dl ise gizli şeker, 200 mg/dl veya daha yüksekse diyabet tanısı koyulur.

HbA1c diyabetik hastalarda önemlidir çünkü bize hastanın 3 ayık ortalama kan şekeri düzeyini gösterir. Diyabetik hastalarda ideal aralık %6,5 ‘dan düşük olmasıdır.

Diyabetin Komplikasyonları:

Akut Komplikasyonlar:

-Hipoglisemi

-Ketoasidoz = Diabetik koma denilir. Esas olarak Tip 1 diabetli kişileri etkiler.

-Laktik Asidoz = vücutta laktik asit birikmesidir. Esas olarak Tip 2 diabetli kişileri etkiler.

- Bakteriyel/fungal (mantar) enfeksiyonlar

Kronik Komplikasyonlar:

-Kardiovasküler hastalık (Kalp hastalığı ya da inme riski 2-5 kat daha fazla)

-Retinopati ( Gözlerin hasar görmesi)

-Nefropati ( Böbreklerin hasar görmesi) = Tip 1 diabette büyük tehdit.

-Nöropati ( Sinirlerin hasar görmesi)

-İmpotans ( Cinsel güçsüzlük )

İNSÜLİN: Kandaki şeker miktarı çok yükseldiğinde pankreastan insülin salgılanır. İnsülin karaciğerden kana glikoz salgılanmasını azaltır ve aynı zamanda glikozun kandan hücrelere gitmesini sağlar. Yani insülin kan şekerini düşürür.

GLUKAGON: Kan şekeri düşmeye başladığında pankreas glukagon salgılar. Karaciğerin depoladığı glikozu(Glikojen) kana salgılamasını sağlar. Ayrıca pankreasın insülin salgısını baskılayarak kandaki glikozun azalmasını engeller. Yani glukagon kan şekerini yükseltir.


TİP 1 DİABET: ( Daha nadir görülür %10, genç yaştaki insanları etkiler, insüline bağımlı diyabet olarak da adlandırılır.)

Tip 1 Diabette  insülin hücrelerde kullanılamıyor ya da insülinin üretiminde sorun yaşanıyor demektir. Haliyle insülin olmadan hücrelere glikoz geçişi sağlanamaz ve hasta halsizlik hisseder.Tip 1 diabet, diabetik ketoasidoza (karın ağrısı, hızlı solunum, aşırı halsizlik ve yorgunluk) neden olabilir. DKA, insülin eksikliğinde vücut yeterli enerjiyi glikoz yerine depolanmış yağdan alır. Depolanmış yağ kullanılınca ketonlar açığa çıkar ve ketonlar kanın asit değerini yükseltir. Tip 1 diabet genellikle küçük yaşta başlar. İnsülin enjeksiyonuna bağımlıdırlar.

BELİRTİLERİ:

-Yorgunluk

-Kilo kaybı

-Susuzluk

-Çok su içmek

-Sık idrara çıkma

-Görme bozukluğu

-Yaraların geç iyileşmesi

-Kuru cilt, kaslarda güçsüzlük

Tip 1 Diabette Tedavi:

Bu tipte değişmez kural insülin enjeksiyonudur. Ayrıca tedavide sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz (Egzersiz esnasında aktif olarak çalışacak kasların olduğu bölgelere insülin yapılmamalı, aç karnına egzersize başlanmamalıdır, ayrıca egzersiz sırasında hipoglisemiye karşı basit şekerler bulundurulmalıdır.) ve eğitim önemlidir.

Hipoglisemi Belirtileri = Hipoglisemi durumunda diyabetli bireyde terleme, titreme, renk solukluğu, sinirlik, huzursuzluk fark edilir. Gerekli önlemler alınmazsa uyum güçlüğü sonra da şuur kaybı oluşabilir.

Hiperglisemi Belirtileri = Sık idrara çıkma, ağız kuruluğu, çok su içme, ciltte kuruma ve yaralarda geç iyileşme, halsizlik, yorgunluk ve zayıflama belirtileri olan diyabetlide kan şekeri yüksek demektir.

Tip 1 Diyabet Tedavisindeki Yenilikler Nelerdir?

Günümüzde tip 1 diyabetin tedavisinde insülin yerine adacık dokusu ya da pankreas nakli gündeme gelmiştir. Ancak bu nakillerde en büyük sorun doku reddidir ve doku reddini önlemek için immunsüpressif denilen, önemli yan etkileri olan pahalı ilaçlar kullanılmaktadır. Bu nedenle adacık nakli tedavisine kesin çözüm olarak bakan araştırmacılar daha az zararlı immunsüpressif ilaç arayışı içindedirler.

 

TİP 2 DİABET: (Daha yaygın görülür %90, ileri yaştaki insanları etkiler)

Vücut yeterli kadar insülin üretir fakat hücrelerdeki reseptörler insülini tanıyamaz. Yani insüline karşı bir direnç gösterir. Tip 2 Diabetin belirtileri kolay fark edilemez.

Etiyoloji = Aşırı kilo, hareketsiz yaşam tarzı, stres, ailede şeker hastalığı

Tip 2 Diabet Belirtileri :

-Sık idrara çıkma

-Ağız kuruluğu

-Açlık hissi

-Cilt yaralarının geç iyileşmesi

-Sık enfeksiyon gelişmesi

-Ellerde ve ayaklarda karıncalanma hissi

Tip 2 Diabet Tedavisi :

Tedavide primer basamak beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzının düzenlenmesi, egzersiz programlarının oluşturulmasıdır. Buna rağmen kan şekeri normal sınırlar içinde tutulamıyorsa oral antidiyabetik ilaçlara geçilir. Tüm bunlara rağmen hala düzeltilemediyse insülin enjeksiyonları ile tedavi desteklenir.

Tip 2 Diabet Tedavisinde Kullanılan İlaçlar

-Sulfonilüreler = İnsülin salınımını arttırır ve vücudun insüline duyarlı hale gelmesini sağlar. (Betanorm, Diamicron, Diameprid, Diabinese, Gliben, Glutril, Glucotrol XL, Minidiab, Amaryl bu grup ilaçlara örnek olarak verilebilir)

-Biguanidler = Hücrelere glikoz (şeker) girişini arttırarak kan şekerini düşürürler, ayrıca bağırsaktan şeker emilimini azaltırlar (metformin). Şişman hastalarda tercih edilirler. Ülkemizde bulunan bu grup ilaçlar arasında Glucophage,  Glifor, Gluformin, Glukofen sayılabilir.

Alfa-Glikosidaz inhibitörleri; Ülkemizde Glucobay adıyla bilinen bu grup ilaçlar, bağırsakta karbonhidratların parçalanmasını yavaşlatarak yemek sonrası olan kan şekeri yükselmelerini azaltırlar.

Glinidler: Nateglinid, Repaglinid (Novonorm, Starlix) olarak bilinen ilaçlar pankreasta insülin salgılayan beta hücrelerini kısa dönemde uyararak yemeklerden sonra oluşan tokluk kan şekerindeki artışı azaltırlar.

İnsülin dirençini azaltan; insüline duyarlılığı arttıran ilaçlar: Bu grup ilaçlar metforminden farklı etki göstererek insülin dirençini azaltır. Vücutta hafif derecede su tutulmasına ve ortalama olarak 2-3 kilo ağırlık artışına neden olabilmektedir (Avandia).

GESTASYONEL DİABET :

Gebeliğin ilerlemesiyle pankreas hücreleri yeterli insülin salgılayamaz , bu nedenle hasta gebelik öncesi diyabet olmamasına rağmen gebelik döneminde kan şekeri yükselebilir ve gebelik bitiminde genellikle düzelir. Ailede diabetik kişiler, 30 yaşın üzerinde olma, fazla kilolu hamileler risk taşırlar.

 Gebelikte Kan şekeri Takibi :

Gebelik döneminde haftada en az 2 gün kahvaltıdan önce ve 2 saat sonra, öğle ve akşam yemeğinden önce ve gece 11.00'de olmak üzere günde 5 kez kan şekeri ölçümü yapılmalıdır. Renal glikozüri  (idrarda şeker ) gebelikte görülebilir. Bu sebeple idrar glikoz takipleri ve aseton takibi yapılır. (Üst üste idrarda 2 gün aseton görülürse acil doktor ile görüşülmesi gerekir.)

Gebelikte Diyabet Tedavisi :

Metabolik kontrol diyet ile sağlanmaya çalışılır. Eğer bir sonuç alınamazsa vakit kaybetmeden insülin tedavisine başlanılır.  Gebeler oral antidiyabetik ilaçlar kullanamazlar. Gebelik boyunca toplam kilo alımı 10-13 kg'mı aşmamalıdır.

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.