Diabetes Mellitus Nedir ? Türleri Belirtileri Nelerdir? Tedavisi Nasıl Yapılır ?
DİABETES MELLİTUS :
DM = Diyabet pankreasta yeterli
insülin hormonunun üretilmemesi veya üretilen hormonu kullanamaması sonucunda
gerçekleşir. Sağlıklı bir insanda açlık kan şekeri yani 10 saatlik açlık
sonrası 100 mg/dl’den düşük, tokluk kan şekeri yani yemekten iki saat sonra 140
mg/dl’den düşük olması gerekir.
Bir kişinin diyabetli olup olmadığı 3 şekilde ölçülür;
1)Açlık Kan Şekeri Ölçümü =
100-125 mg/dl arasında olması pre diyabet yani gizli şekeri gösterir. 126 mg/dl
ve daha yüksek olması diyabet varlığını gösterir. Ayrıca 2 kez AKŞ 126 mg/dl
veya daha yüksek çıkmışsa diyabet tanısını koydurur.
2)Tokluk Kan Şekeri Ölçümü = 200
mg/dl veya daha yüksek çıkması diyabet varlığını gösterir. Ayrıca 2 kez TKŞ 200
mg/dl veya daha yüksek çıkması diyabet tanısını koydurur.
3) Oral Glukoz Tolerans Testi
(OGTT) = Birey glikozdan zengin sıvı aldıktan 2 saat sonra kan şekeri ölçümü
140-199 mg/dl ise gizli şeker, 200 mg/dl veya daha yüksekse diyabet tanısı
koyulur.
HbA1c diyabetik hastalarda
önemlidir çünkü bize hastanın 3 ayık ortalama kan şekeri düzeyini gösterir.
Diyabetik hastalarda ideal aralık %6,5 ‘dan düşük olmasıdır.
Diyabetin
Komplikasyonları:
Akut Komplikasyonlar:
-Hipoglisemi
-Ketoasidoz = Diabetik koma
denilir. Esas olarak Tip 1 diabetli kişileri etkiler.
-Laktik Asidoz = vücutta laktik
asit birikmesidir. Esas olarak Tip 2 diabetli kişileri etkiler.
- Bakteriyel/fungal (mantar)
enfeksiyonlar
Kronik Komplikasyonlar:
-Kardiovasküler hastalık (Kalp
hastalığı ya da inme riski 2-5 kat daha fazla)
-Retinopati ( Gözlerin hasar
görmesi)
-Nefropati ( Böbreklerin hasar
görmesi) = Tip 1 diabette büyük tehdit.
-Nöropati ( Sinirlerin hasar
görmesi)
-İmpotans ( Cinsel güçsüzlük )
İNSÜLİN:
Kandaki şeker miktarı çok yükseldiğinde pankreastan insülin salgılanır.
İnsülin karaciğerden kana glikoz salgılanmasını azaltır ve aynı zamanda
glikozun kandan hücrelere gitmesini sağlar. Yani insülin kan şekerini düşürür.
GLUKAGON: Kan şekeri düşmeye başladığında pankreas glukagon
salgılar. Karaciğerin depoladığı glikozu(Glikojen) kana salgılamasını sağlar.
Ayrıca pankreasın insülin salgısını baskılayarak kandaki glikozun azalmasını
engeller. Yani glukagon kan şekerini yükseltir.
TİP 1 DİABET: (
Daha nadir görülür %10, genç yaştaki insanları etkiler, insüline bağımlı
diyabet olarak da adlandırılır.)
Tip 1 Diabette insülin hücrelerde kullanılamıyor ya da
insülinin üretiminde sorun yaşanıyor demektir. Haliyle insülin olmadan
hücrelere glikoz geçişi sağlanamaz ve hasta halsizlik hisseder.Tip 1 diabet,
diabetik ketoasidoza (karın ağrısı, hızlı solunum, aşırı halsizlik ve
yorgunluk) neden olabilir. DKA, insülin eksikliğinde vücut
yeterli enerjiyi glikoz yerine depolanmış yağdan alır. Depolanmış yağ
kullanılınca ketonlar açığa çıkar ve ketonlar kanın asit değerini yükseltir.
Tip 1 diabet genellikle küçük yaşta başlar. İnsülin enjeksiyonuna
bağımlıdırlar.
BELİRTİLERİ:
-Yorgunluk
-Kilo kaybı
-Susuzluk
-Çok su içmek
-Sık idrara çıkma
-Görme bozukluğu
-Yaraların geç iyileşmesi
-Kuru cilt, kaslarda güçsüzlük
Tip 1 Diabette Tedavi:
Bu tipte değişmez kural insülin
enjeksiyonudur. Ayrıca tedavide sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz (Egzersiz
esnasında aktif olarak çalışacak kasların olduğu bölgelere insülin yapılmamalı,
aç karnına egzersize başlanmamalıdır, ayrıca egzersiz sırasında hipoglisemiye
karşı basit şekerler bulundurulmalıdır.) ve eğitim önemlidir.
Hipoglisemi
Belirtileri = Hipoglisemi
durumunda diyabetli bireyde terleme, titreme, renk solukluğu, sinirlik,
huzursuzluk fark edilir. Gerekli önlemler alınmazsa uyum güçlüğü sonra da şuur
kaybı oluşabilir.
Hiperglisemi
Belirtileri = Sık
idrara çıkma, ağız kuruluğu, çok su içme, ciltte kuruma ve yaralarda geç
iyileşme, halsizlik, yorgunluk ve zayıflama belirtileri olan diyabetlide kan
şekeri yüksek demektir.
Tip 1 Diyabet Tedavisindeki Yenilikler
Nelerdir?
Günümüzde tip 1 diyabetin
tedavisinde insülin yerine adacık dokusu ya da pankreas nakli gündeme
gelmiştir. Ancak bu nakillerde en büyük sorun doku reddidir ve doku reddini
önlemek için immunsüpressif denilen, önemli yan etkileri olan pahalı ilaçlar
kullanılmaktadır. Bu nedenle adacık nakli tedavisine kesin çözüm olarak bakan
araştırmacılar daha az zararlı immunsüpressif ilaç arayışı içindedirler.
TİP 2
DİABET: (Daha yaygın görülür %90, ileri
yaştaki insanları etkiler)
Vücut yeterli kadar insülin
üretir fakat hücrelerdeki reseptörler insülini tanıyamaz. Yani insüline karşı
bir direnç gösterir. Tip 2 Diabetin belirtileri kolay fark edilemez.
Etiyoloji = Aşırı kilo,
hareketsiz yaşam tarzı, stres, ailede şeker hastalığı
Tip 2 Diabet Belirtileri :
-Sık idrara çıkma
-Ağız kuruluğu
-Açlık hissi
-Cilt yaralarının geç iyileşmesi
-Sık enfeksiyon gelişmesi
-Ellerde ve ayaklarda
karıncalanma hissi
Tip 2 Diabet Tedavisi :
Tedavide primer basamak beslenme
alışkanlıkları ve yaşam tarzının düzenlenmesi, egzersiz programlarının
oluşturulmasıdır. Buna rağmen kan şekeri normal sınırlar içinde tutulamıyorsa
oral antidiyabetik ilaçlara geçilir. Tüm bunlara rağmen hala düzeltilemediyse
insülin enjeksiyonları ile tedavi desteklenir.
Tip 2 Diabet Tedavisinde Kullanılan
İlaçlar
-Sulfonilüreler = İnsülin
salınımını arttırır ve vücudun insüline duyarlı hale gelmesini sağlar. (Betanorm,
Diamicron, Diameprid, Diabinese, Gliben, Glutril, Glucotrol XL, Minidiab,
Amaryl bu grup ilaçlara örnek olarak verilebilir)
-Biguanidler = Hücrelere glikoz
(şeker) girişini arttırarak kan şekerini düşürürler, ayrıca bağırsaktan şeker
emilimini azaltırlar (metformin). Şişman hastalarda tercih edilirler. Ülkemizde
bulunan bu grup ilaçlar arasında Glucophage,
Glifor, Gluformin, Glukofen sayılabilir.
Alfa-Glikosidaz inhibitörleri;
Ülkemizde Glucobay adıyla bilinen bu grup ilaçlar, bağırsakta karbonhidratların
parçalanmasını yavaşlatarak yemek sonrası olan kan şekeri yükselmelerini
azaltırlar.
Glinidler: Nateglinid, Repaglinid
(Novonorm, Starlix) olarak bilinen ilaçlar pankreasta insülin salgılayan beta
hücrelerini kısa dönemde uyararak yemeklerden sonra oluşan tokluk kan
şekerindeki artışı azaltırlar.
İnsülin dirençini azaltan;
insüline duyarlılığı arttıran ilaçlar: Bu grup ilaçlar metforminden farklı etki
göstererek insülin dirençini azaltır. Vücutta hafif derecede su tutulmasına ve
ortalama olarak 2-3 kilo ağırlık artışına neden olabilmektedir (Avandia).
GESTASYONEL DİABET :
Gebeliğin ilerlemesiyle pankreas
hücreleri yeterli insülin salgılayamaz , bu nedenle hasta gebelik öncesi
diyabet olmamasına
rağmen gebelik döneminde kan şekeri yükselebilir ve gebelik bitiminde
genellikle düzelir. Ailede diabetik kişiler, 30 yaşın üzerinde olma, fazla
kilolu hamileler risk taşırlar.
Gebelikte Kan şekeri Takibi :
Gebelik döneminde haftada en az 2
gün kahvaltıdan önce ve 2 saat sonra, öğle ve akşam yemeğinden önce ve gece
11.00'de olmak üzere günde 5 kez kan şekeri ölçümü yapılmalıdır. Renal
glikozüri (idrarda şeker ) gebelikte
görülebilir. Bu sebeple idrar glikoz takipleri ve aseton takibi yapılır. (Üst
üste idrarda 2 gün aseton görülürse acil doktor ile görüşülmesi gerekir.)
Gebelikte Diyabet Tedavisi :
Metabolik kontrol diyet ile
sağlanmaya çalışılır. Eğer bir sonuç alınamazsa vakit kaybetmeden insülin
tedavisine başlanılır. Gebeler oral
antidiyabetik ilaçlar kullanamazlar. Gebelik boyunca toplam kilo alımı 10-13 kg'mı aşmamalıdır.
Hiç yorum yok: